ABD: Rusya Ile Yoğun Bir Diplomasi Yürütüyoruz

NEW YORK – Ali Çınar- ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, Ukrayna’da yaşanan son durumla ilgili yaptığı açıklamada, “sorunun barışçıl yollardan çözülmesi için yoğun bir diplomasi yürütüyoruz.” dedi.

Büyükelçi Thomas-Greenfield, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın New York basın merkezinde gazetecilere Rusya’nın asker yığdığı Ukrayna’da sınırında yaşanan son gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Sanal yollar gerçekleştirilen basın toplantısında, “Bildiğiniz gibi, son iki hafta içinde ABD, Ukrayna, NATO, G7, Avrupa Birliği, AGİT ve diğer önemli müttefikler ve ortaklar ile yakın ve tutarlı bir koordinasyon içinde çalışarak yoğun bir diplomasi yürüttü.” diyen Büyükelçi Thomas-Greenfield, en son ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in cuma günü Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ile yaptığı görüşme de dahil olmak üzere, Ruslarla birkaç kez doğrudan görüşüldüğünü söyledi.

Büyükelçi Thomas-Greenfield, “Her yerde her toplantıda diplomasi ve diyalog yolunu izlemeye devam ediyoruz ve Rusya’dan gerilimi düşürme belirtileri görmemiz gerektiğini açıkça belirttik.” dedi.

“Rusya’nın oyun kitabını biliyoruz”

Büyükelçi Thomas-Greenfield konuşmasında şunları kaydetti:

“Bundan sonra ne olacağını tam olarak tahmin edemesek de Rusya’nın oyun kitabını biliyoruz. Açık askeri müdahalenin ötesinde önlemler içerdiğini biliyoruz. Genellikle siber saldırılar, paramiliter faaliyetler, gerçekleri gizlemeye ve kendi saldırganlıkları için bir bahane yaratmaya yönelik dezenformasyon kampanyaları ve hedeflerini istikrarsızlaştırmaya yönelik diğer çabaları olabilir. Bu durumda, zaten dezenformasyon ve propaganda ticareti yapıyorlar ve Ukrayna ve Ukrayna hükümet yetkililerini saldırgan, Rusya’yı da kurban olarak göstermeye çalışıyorlar.

Açık konuşalım: Sınırda önceden konuşlanmış 100.000 askeri olan, savaş oyunlarına katılan ve propaganda yapan tek bir ülke var ve o da Rusya. Rusya’nın hayali anlatılarına sürekli olarak karşı çıktık ve bunu yapmaya devam edeceğiz. Ve dünyanın, Rusya’nın sözlerini dinlemek yerine, yaptıklarını görmesi şart. Diğer BM Üye Devletlerinin Rusya’nın saldırganlığının kendi barış ve güvenliklerini nasıl baltaladığını anlamaları da çok önemlidir.

Bugün Rusya Ukrayna’yı ve onun egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit ediyor ama bu Ukrayna’dan da büyük. Rusya’nın eylemleri, BM Şartında yer alan temel ilkeleri baltalıyor. Bunlar, küresel barış ve güvenliği korumak için topluca ve özgürce kabul ettiğimiz ilkelerdir. Spesifik olarak, BM Üye Devletlerinin tümü, bir ulusun bir başkasının sınırlarını zorla değiştiremeyeceği veya bir ulusun seçimlerini, ittifaklarını, ortaklıklarını şiddet tehdidi altında diğerine dayatamayacağı konusunda hemfikirdir. Rusya Ukrayna’yı daha fazla işgal ederse, BM Şartı’nın tam kalbine vuracak ve – Bakan Blinken’in geçen haftaki ifadesini kullanırsak – hepimiz için bir Pandora’nın endişe kutusunu açacaktır.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik eylemleri sadece bölgesel bir mesele değildir. Her BM Üye Devletini etkilerler ve Rusya’nın uluslararası sistemimizin temelini oluşturan ortak değerlere ve ilkelere meydan okuması durumunda birlik ve dayanışma içinde birlikte durmaya hazır olmalıyız

Ukraynalılarla ilişki kurmaya ve Ruslarla görüşmeye devam edeceğiz. Nihai hedefimiz bu, diplomatik bir çözüm bulmak.

Ama benim söylediğim ve Bakan Blinken’in söylediği, diplomatik bir çözüm ise yaramazsa hazırlıklı olduğumuzdur – diplomatik çözüm başarılı olmazsa kendi planlarımızı yapıyoruz ve müttefiklerimizle agresif bir şekilde yanıt vermek için çalışıyoruz. Ama diplomasiden vazgeçmedik, açık konuşayım.

BM Güvenlik Konseyi açısından, son iki haftadır Güvenlik Konseyi üyeleri ile yoğun bir şekilde temas halindeyim. E10 üyeleriyle görüştüm; Hatta Rus meslektaşlarımla bile görüştüm. Rusya’nın yaptığı, barış ve güvenlik için bir tehdittir. Bu, Güvenlik Konseyi’nin sorumluluğundadır ve Güvenlik Konseyi, yanıtlarımızın ne olması gerektiği konusunda görüşmelerde bulunuyor, ancak henüz bir toplantıyla ilgili kesin kararlar almış değiliz.

Rusya’nın Şubat ayında Güvenlik Konseyi’nin başkanı olması, Güvenlik Konseyi’nin duruma yanıt verme sorumluluklarının olacağı gerçeğini değiştirmiyor.”