Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, Suriye Anayasa Komisyonu toplantılarının üçüncü turunu duyurdu ve tutukluların serbest bırakılması için çağrıda bulundu.
BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen, Suriye Anayasa Komisyonu toplantılarıyla ilgili açıklamasında, “Tutuklu, alıkonulmuş ve kayıp insanların durumu, görevimin ilk gününden bu yana en temel çalışmalarından biri. Tutuklu bulunan ve kaybolan ailelerle düzenli olarak görüştük ve bu kişilerin yaşadıkları olaylar beni derinden etkiledi.” ifadelerini kullandı.
Özel Temsilci Pedersen açıklamasında daha sonra şunları kaydetti
“Bu konu, uluslararası yasalar gereğince sürdürülebilir ve anlamlı bir eylemi gerektiren insanlık ve asıl olarak insan hakları sorunudur. Bu noktada anlam arz eden eylem, tüm Suriyeli ailelere yarar sağlamanın yanında hem toplum içinde hem de taraflar ve uluslararası paydaşlar arasında güven inşa edebilecek bir faaliyet olacaktır.”
Suriye Özel Temsilcisisi Pedersen’in konuşmasının satır başları şu şekilde oldu:
“Bu nedenle, öncelikle Suriye’de tutuklu bulunan ve alıkonulmuş kişilerin tek taraflı olarak serbest bırakılması, bu acı verici sorunun kapsamına uygun bir ölçekte kayıp kişilerle ilgili anlamlı adımlar atılması için Suriye Hükümeti ile diğer tüm Suriyeli taraflara açık ve net bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu meseleyi doğru bir uzlaştırma ile çözmeden, toplumun yaralarını sarmadan, güvenilir adaletin ve sürdürülebilir barışın sağlanması zor olacaktır. Gelin yaklaşan Kurban Bayramı vesilesiyle daha çok Suriyeli ailenin sevdiklerine kavuşmasını sağlayalım.
Suriyeliler bugünlerde başka bir sorunla, yani ekonomik çöküşle karşı karşıyalar. Geçen ay içerisinde, Suriye’nin para birimi kaybettiği değerin bir kısmını geri kazandı ancak geçen seneye oranla hâlâ büyük ölçüde değersiz. Aynı zamanda neredeyse her açıdan sürekli bir düşüş söz konusu: İleri boyutlara varan enflasyon, artan işsizlik, azalan talep, kapanan iş yerlerinin sayısındaki artış, artan gıda güvencesizliği, öğün atlayan aileler ve ilaç kıtlığı.”
“Ayrıca bildirilen COVID-19 vakalarında bir artış görüyoruz, bu artış Suriye’nin kötü ekonomisini daha kötü bir hale getirirken insanı yaptırımları daha da zorlaştırıyor. Hükümet kontrolünde olmayan bölgeler başta olmak üzere, halen çok sınırlı sayıda test yapılmaktadır. Dün itibariyle (22 Temmuz), Suriye Sağlık Bakanlığı 561 vaka bildirdi, bu sayı nispeten düşük olmasına rağmen son yaptığım bilgilendirmedeki vaka sayısının iki katından fazla. Virüs coğrafi olarak yayılmaya devam ediyor; kuzeybatı Suriye’de ilk 22 vaka ile birlikte kuzeydoğudaki 6 vaka dahil olmak üzere Şam dışında daha fazla bölgeye yayıldı.”
“Suriyelilerin acısına son vermek için Güvenlik Konseyi’nin listelediği terör örgütlerine karşı etkili, hedeflenmiş, müşterek ve uluslararası insani hukuk ile bağdaşan bir yaklaşım benimsemenin yanında 2254 sayılı kararla uyumlu, ülke çapındaki bir ateşkes ile şiddetli çatışmaları durdurmalıyız.”
“Kuzeybatıda, Rusların ve Türklerin çabalarıyla sağlanan huzur, büyük ölçüde devam ediyor. Tüm M4 yolu üzerindeki ilk ortak devriyeler dahil olmak üzere gerginliği azaltma bölgesindeki Rus-Türk işbirliğinde daha çok ilerleme kaydedildiğini görüyorum. Ayrıca, bu yılın başlarında Suriye Hükümeti’ne karşı saldırılar düzenleyen radikal Vaharid el-Mü’minin operasyon odası, listede yer alan Tahrir el-Şam terör örgütü ile aralarındaki sürekli çatışmaların ardından bu grup tarafından dağıtıldı. Geçtiğimiz hafta Ariha’nın yakınlarında bulunan ortak devriyede Rus ve Türk askerlerinin yaralandığı bir saldırıya şahit olduk. Bunun ardından, M4’ün güneyinde hükümet destekli hava saldırıları ve Suriye’nin kuzey batısında yine hükümet destekli bir bombardımanlarda kısa süreli bir artış gerçekleşti, Türkiye sınırına yakın El Bab şehrine de hava saldırıları düzenlendi.
“Suriye’deki huzurlu ortamı devam ettireceğini umuyoruz.“
Suriye’nin olan ve Suriye’nin yönettiği Anayasa Komitesinin üçüncü oturumunu gerçekleştirmek için planlarımızı artık kesinleştirdik. Bu haftanın başında, seyahat şartlarının değişmemesi durumunda 24 Ağustos tarihinde Cenevre’de başlayacağımızı Suriye Hükümeti’nin seçtiği Eş Başkan ve Suriyeli muhaliflerin seçtiği Eş Başkan ile teyit edebildim. Ayrıca, bunun Çekirdek üyelerini de bilgilendirebildim. Toplantı gündemi içerisinde üretken bir oturuma hazırlanmaları için herkesi teşvik ettim. Bundan sonra da oturumları düzenli, sistematik ve sürekli bir şekilde devam ettirebileceğimizi umuyorum.”
“Ayrıca bu uluslararası kilit oyuncuların, kapsamlı siyasal sürecin mesafe kaydetmesi için çaba göstereceklerini umuyorum. İnsani ihtiyaçlar, gözaltı, zorunlu yer değiştirme, şiddet ve terörden başlayarak aşırı ekonomik yoksulluk ve Suriye’nin egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının ihlaline kadar Suriye ile Suriyelilerin karşılaştığı sayısız zorluktan birçoğu ile ilgilenmeye Sadece uluslararası diyalog aracılığıyla başlayabiliriz. Bu zorlukların doğası ile ilgili çok farklı görüşlerle karşılaşıyoruz, yaptırımlarla ilgili tartışma bu durumun örneklerinden sadece biri. Karşı tarafın pes edeceğini uman yerleşmiş konumlanma ve söylem ile bu sorunlardan herhangi birinin değişmesi mümkün görünmüyor. Büyük görüş ayrılıklarına son vermek için karşılıklı olarak alınan önlemler dahil olmak üzere ciddi ve sonuç odaklı bir uluslararası diplomasi gerekiyor.”